"Geçmiş Zaman Olur ki Hayali Cihan Değer"
Haldun Taner’in “Geçmiş Zaman Olur Ki..."
hikâye özeti ile iyi haftasonları dilerim.
Haldun Taner, gençliğinde Mahinur adlı bir kıza âşık olur. Deliler gibi severler birbirlerini. Yeminler ederler, şiirler söylerler, maniler dizerler. Ancak bir gün Mahinur’u taşrada müteahhitlik yapan birisi istetir ve o günden sonra hayatları değişir. Mahinur, itiraz etmeden müteahhitle evlenir ve Haldun Taner yıllarca Mahinur’un hasretiyle yanar tutuşur.
Ta ki, bir gazetede “Satılık Köşk” ilanını görene kadar.
İlan, çocukluk aşkının geçtiği köşkten bahsetmektedir. Belki “Mahinur’u görebilirim” ümidiyle köşke gider. “Kapıyı bana kırmızı saçlı, şişman bir kadın açtı” diye tarif eder.
Haldun Taner şok halindedir. Ne o endamı, ne o buğulu bakışları, ne o bülbül gibi sesi, ne de o prenses tavrı, hiç ama hiçbir özelliğini bulamaz.
Mahinur, eskiyi hatırlatarak o bet sesiyle;
-Hatırlar mısın bilmem, dedi. Şiirler okurduk hep sizinle… Hani canım, o demir iskelenin ucunda… Hele Faruk Nafiz’in “Kıskanç” diye bir şiiri vardı. Anket defterime yazmıştınız hatta. Nasıldı bakayım o:
Sakın bir söz söyleme
Yüzüme bakma sakın…
Sesini (bir) duyan olur
Sana göz koyan olur…
Burada Haldun Taner; “İsabet ki gerisini hatırlayamadı. Yoksa şiire de, Faruk Nafiz’e de yazık olacaktı" der....